Ana sayfa

EKLER

s.1: Bazı insanlar, Kobe Depremi (1995)’nin birkaç gün öncesinde, köpeklerinin yakın çevrelerindeki parka gitmek istemediklerini anlattılar. Bu raporlarla deprem için yapacak bir şey olmayabilir ancak hayvanların bu konudaki özel hassasiyetleri de bilinmektedir. Örneğin, köpekler havaalanlarında ilaçları, kanaryalar ise zehirli gazları tespit etmek için kullanılmaktadırlar.  Geri

s.2: Kobe Depremi’nden hemen önce, bazı balıklar kendiliklerinden aynı doğrultuda sıralanırken bazıları da suyun dışına sıçradılar. Laboratuvar deneylerinde, elektrik atmaları (pulsları) ile uyarılan Golyan balıkları, etkisinde kaldıkları elektrik alanından en az etkilendikleri bir doğrultuda dizildiler. Söylendiğine göre, 240 bin can kaybına neden olan Tangshan Depremi’nden hemen önce, Çin’de bir altın balığı tiz bir ses çıkararak suyun dışına atlamıştı. (Bakınız Şekil 1) Geri

s.3: Ördekler, Çin’deki Tangshan Depremi’nden ( 240.000 can kaybı) önce nehre girememişlerdi. Timsahlar ise Japonya’daki Izu Depremleri’nden önce havuzlarından dışarı çıkmışlardı. Aynı şeye Türkiye’deki bir hayvanat bahçesinde, İzmit Depremi (1999) öncesinde de tanık olunmuştu. Earthquake and Animals (Depremler ve Hayvanlar) adlı kitapta, depremlerden önce suda oluşan elektrik akımının su ortamını acı verici bir hâle getirdiği kanıtlanmaktadır. Geri

s.4: Eski bir Japon atasözü vardır: Soğuk havalarda yerden çıkan solucanlar bir depremin habercisidirler. Romanya ve Tayvan’daki depremlerden önce de büyük artçı şoklardan önce yerde çok fazla sayıda solucan görüldü (Sağdaki fotoğrafa bakınız.). Laboratuvar deneylerinde ıslak toprağa elektrik akımı atmaları uygulandığında solucanlar toprak dışına çıkmışlardır. Geri

s.5: Kedilerin büyük depremlerden önce ağaçlara tırmandıkları, acıklı bir biçimde miyavladıkları, yavrularını ağızlarında binadan dışarıya taşıdıkları bildirilmektedir (Bakınız Şekil 2). Sıçanların Kobe Depremi’nden önce kayboldukları bildirilmişti. Çin’deki bir depremden önce kablo boyunca ilerleyen bir sıçanın fotoğrafları çekilmiştir.  Geri

s.6: Bazı insanlar Kobe Depremi’nden önce aşırı hassaslaştıklarını ya da baş ağrısı çektiklerini anlatmışlardı. (Kuşkusuz ki insanlar deprem yokken de baş ağrısı çeker ve sinirlilik hisseder.) Ancak Kobe Depremi’nin dış merkezinde bulunan çocukların yüzde 30’u sarsıntıdan önce uyandılar ve bazıları annelerinin yataklarına gittiler (Bakınız Şekil 3).  Geri

s.7: Depremler atmosferi etkileyebilir mi? Depremlerden önce hortumların ve paralel şeritler hâlindeki bulutların gözlendiği bildirilmektedir. Deprem bulutları, laboratuvarda, aşırı derecede soğutulmuş bir atmosfer ortamına şiddetli elektrik alanlarının uygulanması yoluyla oluşturulabilir (Bakınız Şekil 4). Yer atmosferinde oluşan şiddetli elektrik alanları deprem sisleri oluşturabilir. Bu sisler, güneşin batışı esnasında ışık saçılmasının sonucu olarak pembe renkli bir ortamın oluşumuna da neden olabilir.  Geri

s.8:  Hayvanların depremlerden önce kış uykusundan uyandıkları ve çevrede dolaştıkları bildirilmektedir. (Bakınız Şekil 5).   Geri

s.9: Hamsterlerin depremlerden önce birbirleriyle kavga ettikleri ve birbirlerini ısırdıkları bildirilmektedir. Sağda bir kobay faresi görülüyor: a) Elektrik atmaları uygulanmadan önceki durum. b) Elektrik atmalarının uygulanması esnasında farenin kendisini taraması durumu(muhtemelen hissettiği kaşıntıyı gidermek için). Osaka Üniversitesinde, biyoritmik çalışmalar için otomatik bir cihazla gözlenmekte olan fareler Kobe Depremi’nden önce sıra dışı bir biçimde hareketlenmişti. İzmit Depremi (M7,4; 1999)’nden önce, Türkiye’de, huzursuzlaşan muhabbet kuşları hakkında pek çok bildirim vardı ve depremden bir saat önce bir papağan böyle sıra dışı telaş ve çırpınmayla sahibini uyandırmıştı.  Geri

s.10: Elektromanyetik (EM) gürültü cep telefonlarının çalışmasında aksamalara yol açabilir. Bunun bir depremin uyarı sinyali olması gerekmez; ancak başka bir EM dalga kaynağı yoksa ve cihaz da bozuk değilse, cep telefonlarının işleyişindeki bu aksamalar deprem uyarı sinyalleri olabilir.  Geri

s.11:  Eski bir Japon atasözü “Depremlerden, yıldırımdan, yangından ve babanızdan çekinin!” der. Atmosferdeki elektrik yükü boşalmaları gök gürültüsüne neden olabilir. Bu yük boşalmaları sonucu EM dalgalar yayılır. Fay hareketlerini frenleyen kayalar bir depreme geçit verdiğinde de EM dalgalar yayılır. Hayvanlar her iki yolla da oluşan elektrik alanlarına karşı hassastırlar.  Geri

s.12:  Bir depremden önce, elektrik alanı içinde üretilen su damlacıkları deprem sislerini ya da deprem bulutlarını oluşturacak kadar çoğalmadığı durumda bile, gelen ışığı saçarak atmosferik fenomenlere yol açabilirler. Bu su damlaları hareket ettiğinde, yıldız kaymaları varmış gibi görünür. “Uzaklardaki dağların titrekçe ışıldaması bir depremin habercisidir.” atasözü olasılıkla bu fenomenden doğmuştur. Sünmüş ay (sağda) görünümü, şeritler hâlindeki bulutların neden olduğu mercek etkisinden kaynaklanabilir.  Geri

s.13: Depremlerden önce gökyüzünde yayılan flaş (ani parlama) ışımalar ve kızıl-ışıklar uzun zamandır kayıtlara girmektedir. Işık yayımı, bir atmosferik elektrik fenomeni olarak açıklanabilir. Kuvvetli elektrik alanlar geceleyin bu ışımaları, gün boyunca da sis ve bulut olarak görünen su damlalarını oluşturabilir.  Geri

s.14:  EM gürültüler elektrikli cihazlarda aksamalara yol açabilir. Buzdolapları tuhaf gürültüler çıkararak kendiliğinden çalışmaya başlayıp durabilir. Floresan lambalar depremlerden ve gök gürültüsünden doğan EM dalgalara bağlı olarak sönükleşebilir. Depremlerden önce TV ekranlarında yatay doğrultuda kısa ışık çizgileri ya da “berber tıraşı” gibi zikzaklı çizgiler ortaya çıkabilir ve TV’nin kanal ayarlama işlevi çalışmayabilir. Kobe Depremi’nden sekiz saat önce bir TV programının yayınındaki görüntü bozukluğu videoya kaydedilmişti. Bu görüntü bozuklukları analiz edildi ve laboratuvar ortamında uygulanan elektrik alanları etkisinde yeniden elde edildi. Deprem dış merkezinden 20- 30 km uzakta bir yerde, depreme yaklaşık bir saat kala, TV alıcısının EM dalgalarla kuvvetle parazitlendiği bildirildi. Yukarıda Kobe Depremi’nden önce TV ekranındaki görüntü bozukluğu görülüyor. Soldaki resim normal görünürken, sağdakinde renkli çizgiler ve ufak benekler görünüyor.  Geri

s.15: Türkiye’deki İzmit Depremi ve Tayvan’daki Tayvan-921 Depremi’nden önce, kuvars saatlerin ibrelerinde düzensiz hareketler olduğu bildirildi. Laboratuvarda (Sayfanın sağ tarafına bakınız.), güçlü EM dalgalar kısa devreye yol açarsa, saatin saniye ibresi durmakta ya da normalden iki, dört ya da sekiz kat hızla dönmektedir.  Kitaba dön
Dipnota dön

s.16-17:  Bazı balıkların (kedi balığı vb.) derilerindeki elektroalgıç olarak adlandırılan küçük delikler, çamur ve kumdaki avların (yemlerin) yaydığı zayıf biyoelektriği algılayabilir. Bu özellikteki balıklar 0,005 mV/metre gibi zayıf bir elektrik alanı algılayabilirler. Sıradan bir balık da kas hareketlerinin yarattığı minicik elektrik sinyalleri yoluyla diğer balıklarla haberleşebilir. Bunlar depremlerden önce oluşan EM dalgaları da algılayacaklardır. Su hayvanları kadar kara hayvanları da bıyıkları ve vücutlarındaki tüyleri yoluyla elektrik alanlarını hissedebilirler. Hangi organların elektrik alanlarından etkilenebileceği kesin belli değilse de bu organ kalp olabilir. Elektrik akımı, kuşkusuz, hayvanların gözlerinden ve dillerinden de rahatça geçebilir.  Geri

s.18: Şimşeklerin çaktığı fırtınalarda, pozitif ve negatif yükler birbirlerinden ayrıldıklarında elektrik alanları oluşur. Çoğu bilim insanı, depremlerden önce de benzer elektrik alanları (sismo-EM sinyaller (SEMS)) oluştuğu konusunda hemfikirdirler. O halde, bu elektrik alanlarına tepki veren hayvanlar, elektrikli cihazlar ve elektronik eşyalar depremlerden önce kayalarda biriken basınç ya da yaklaşan fırtınaya tepki gösteriyor olabilirler.  Geri

s.19: Büyük, elektrikli fırtınalardan önce, hayvanlar EM atmaların dillerini kaşındırmasından dolayı huzursuzlaşmış olabilir ve bazıları bu nedenle bulundukları yerlerden kaçabilir. Fırtınalarda hayvanlar sesten tedirgin olabilir, ancak onlarda depremlerden önce görülen EM tedirginliğin bu seslerle ilgisi yoktur. Daha zeki memeliler ise gözle görünmeyen yırtıcı hayvanlardan korkabilir.  Geri

s.20: Yer altı hayvanları vahşice hareket ettiklerinde bir deprem olur.” diyen pek çok efsane vardır. Bu hayvanlar Japonya’da kedi balıkları iken, Çin’de ejderhalar, Hindistan’da ise mandalar (su sığırları) dır (Bakınız Şekil 6). Bu efsaneler, söz edilen hayvanların depremlerden önce gözlenen sıra dışı davranışlarına bağlı olarak yayılmış olabilir. (Bir hortumun ejderhayı andırdığı söylenebilir.)  Geri

s.21:  Bir Endonezya efsanesine göre dev bir kaplumbağa tüm karayı sırtında taşımaktadır; insanlar kurbanlar vererek onu memnun etmeyi unuturlarsa o da vahşileşerek depremlere ve tusunamilere yol açar. Bu efsane eski çağlarda depremlerle sıra dışı hayvan davranışları arasında ilişki kurulduğunu ima eder. Aralık 2004’teki Sumatra açıklarında olan ve 250 bin can kaybına yol açan Büyük Aceh Depremi’nden önce, hayvanat bahçesindeki filler ve diğer hayvanların güvenlik için tepelere kaçtığını bildiren medya haberleri vardır.  Geri

s.22:  Yerin merkezinde, manto adı verilen yarı sıvı kütleyle çevrelenmiş sıcak demir kütle (çekirdek) bulunmaktadır. Manto üzerinde yüzen kaya katmanları kabuk olarak adlandırılır. Isı yayınımı (ısı dolaşımı) ile çekirdekteki sıcak kütle yukarı, soğuk kütle ise aşağı doğru hareket eder. Bu olay kabuğun parçaları olan levhaların hareketine neden olur. Bu levhalar okyanusların ve kıtaların altında bulunurlar. Levhaların birbirlerini itmesi sonucu kayaçta gerilimler birikir. Bu da burulma ve yıkılmaya yol açar. Sonunda yerin hareketi ile deprem olur.  Geri

s.23:  Levha sınırlarındaki depremler, bir okyanus levhasının karasal levhanın altına kayması ve bunun sonucunda karasal plakanın yukarı doğru sıçraması hâlinde gerçekleşir. Karasal depremler, kıtaların altındaki tektonik levhaların hareketinin basınç birikimine yol açması ve bunun da ani fay hareketine neden olması biçiminde gerçekleşir.  Geri

s.24:  Mimoza çiçeği elektrik yükü boşalmasına tepki olarak yapraklarını kapatacak ve saplarını eğecektir (Bakınız Şekil 7).  Geri

s.25:  Pek çok kişi bir depremden önce yer altından tanımlanamayan gıcırtılı sesler işittiğini bildirmektedir. Bunun ne sesi olduğu açık değildir, ancak  sahiplerini, sanki kolluyormuş gibi çekiştirerek oradan uzaklaştırmaya çalışan kedi ve köpekler hakkında pek çok ülkeden bildirimler vardır.  Geri

s.26Deprem özellikle gece olduğunda, mobilyalarınız ile ev eşyalarınızın kaymasını ve düşmesini engelleyecek önlemler alarak yaralanma olasılığınızı azaltabilirsiniz.  Bir afete iyice hazırlanmışsanız, çok fazla endişe etmenize gerek kalmaz.  Geri

s.27:  Büyük bir depremden sonra, olağan hizmetler verilemeyebilir, o hâlde üç günlük yiyecek, su ve diğer ihtiyaçlarınızı hazır tutun. Bunların son kullanma tarihlerinin geçmemiş olmasına dikkat edin. Depremi durduramayız ancak hayatta kalabilme olasılığımızı artırabiliriz.  Geri

s.28:  Evcil hayvanların sıradan davranışlarını tanıyarak onların mevsim geçişleri sırasında, bir fırtına öncesinde ya da yağmur veya kar yağışı sırasındaki sıra dışı davranışlarını saptamak yararlı olabilir. Çevremizi gözlemek ve depremlerle ilgili bazı efsaneleri bilmek dikkatimizi deprem belirtilerine yoğunlaştıracaktır. Kobe Depremi (M7,2) gibi büyük bir depremden önce sıra dışı fenomenler deprem dış merkezinden 200 km uzaklıklara kadar olan bölgede gerçekleşebilir.  Geri

s.29:  Radyo ve TV’lerden yayılan radyo dalgaları hayvanları etkileyecek kadar güçlü değildir ancak makinelerden ve gök gürültüsünden yayılan EM dalgalar bunu yapacak güçtedir. Depremlerden önce kayaçlardaki gerilmelerle oluşan EM dalgalar çok çeşitli hayvan ve bitki davranışları ile elektrik fenomenlerin tümünü açıklama olanağı verir. Bazı insanlar, manyetizmanın, düşük frekanslı seslerin ya da elektrikle yüklenmiş tozun da deprem habercisi fenomenleri açıklayabileceğini savunmaktadırlar.  Geri

s.30:  ABD, Rusya, Fransa ve İtalya, depremleri önceden tahmin etme olasılığını sismo-elektromanyetik sinyallere (SEMS) dayalı olarak araştırmaktadırlar ve bu amaçla depremlerden önceki EM dalgaları gözlemek üzere uzaya uydular fırlatmışlardır. Geleceğin bilim insanlarının, hasar ve yaralanmaları azaltmaya yardım etmek üzere,  deprem öncesi EM yayınımlara dayalı bir deprem tahmin yöntemi geliştireceğine inanıyor ve umut ediyorum. Son 10 yılda, bu alanda önemli ilerlemeler olmuştur.   Geri

Daha fazla bilgi ve şekiller için Dipnotlar'a bakınız.
Bildirilen deprem habercisi olayların özeti için Tablolar'a bakınız. 

Yukarı